Geri Gönderme Yasağı
Geri gönderme yasağı veya non-refoulement ilkesi, uluslararası hukukta, bir devletin, bir kişiyi, işkence, kötü muamele, ölüm cezası veya zulüm tehlikesi altında olabileceği bir ülkeye geri göndermesini yasaklayan temel bir prensiptir. Bu ilke, mülteci hukukunun temel taşlarından biridir ve insan hakları hukukunun da önemli bir parçasını oluşturur.
Köken ve Tarihçe
Geri gönderme yasağı ilkesinin kökenleri, II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan kitlesel göçler ve insan hakları ihlallerine dayanmaktadır. Bu dönemde, birçok insan zulümden kaçmış ve sığınma talep etmiştir. Bu olaylar, uluslararası toplumu, bireyleri zulümden koruyacak mekanizmalar geliştirmeye yöneltmiştir.
- 1951 Mülteci Sözleşmesi: Geri gönderme yasağı ilkesi, ilk olarak 1951 Mülteci Sözleşmesi'nin 33. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, taraf devletler, bir mülteciyi, hayatının veya özgürlüğünün ırkı, dini, milliyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle tehdit altında olacağı ülkelere geri göndermeyeceklerdir.
Geri Gönderme Yasağının Unsurları
Geri gönderme yasağı ilkesi, çeşitli unsurları içerir:
- Kişisel Koruma: İlke, yalnızca mültecileri değil, aynı zamanda işkence, kötü muamele veya ölüm cezası riski altında olan herkesi korur. Bu, ilkenin evrensel bir niteliğe sahip olduğunu gösterir.
- Geri Gönderme Eylemi: Geri gönderme, bir kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak, zulüm göreceği bir ülkeye gönderme eylemini ifade eder. Bu, sadece sınır dışı etmeyi değil, aynı zamanda iade etmeyi, transfer etmeyi veya başka herhangi bir yolla bir kişinin zulüm riski altında olduğu bir ülkeye gitmesine neden olmayı da kapsar.
- Zulüm Riski: Geri gönderme yasağının uygulanabilmesi için, kişinin zulüm riski altında olması gerekmektedir. Bu risk, gerçek ve kişisel olmalıdır. Genel bir şiddet ortamı veya insan hakları ihlalleri, tek başına yeterli olmayabilir; ancak, kişinin özel durumuna bağlı olarak değerlendirilir.
- Devlet Yükümlülüğü: Geri gönderme yasağı, devlete, ülkesinde bulunan herkesi koruma yükümlülüğü yükler. Bu yükümlülük, devletin, geri gönderme riskini değerlendirmesini ve gerekli önlemleri almasını gerektirir.
İstisnalar
1951 Mülteci Sözleşmesi'nin 33. maddesi, geri gönderme yasağına bazı istisnalar getirmiştir. Bu istisnalar, genellikle ulusal güvenlik veya kamu düzeni ile ilgilidir.
- Ulusal Güvenlik: Bir mültecinin, bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlike oluşturduğuna dair makul nedenler varsa, geri gönderme yasağı uygulanmayabilir.
- Kamu Düzeni: Bir mültecinin, ağır bir suç işlemiş olması ve toplum için tehlike oluşturması durumunda da geri gönderme yasağı uygulanmayabilir.
Ancak, bu istisnalar dar yorumlanmalı ve uygulanırken, kişinin zulüm riskine maruz kalma olasılığı dikkatlice değerlendirilmelidir. Ayrıca, işkence yasağı gibi mutlak yasaklar, hiçbir koşulda ihlal edilemez.
Geri Gönderme Yasağının Uluslararası Hukuktaki Yeri
Geri gönderme yasağı, uluslararası hukukta önemli bir yere sahiptir.
- İnsan Hakları Sözleşmeleri: Geri gönderme yasağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) gibi insan hakları sözleşmelerinde de dolaylı olarak korunmaktadır. AİHS'nin 3. maddesi, işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleyi yasaklamakta ve bu madde, geri gönderme yasağı ile yakından ilişkilidir.
- Örf Adet Hukuku: Birçok hukukçu, geri gönderme yasağının, uluslararası örf adet hukukunun bir parçası olduğunu savunmaktadır. Bu, geri gönderme yasağının, sadece sözleşmelere taraf olan devletler için değil, tüm devletler için bağlayıcı olduğu anlamına gelir.
Uygulamadaki Zorluklar
Geri gönderme yasağının uygulanması, çeşitli zorluklarla karşılaşabilir:
- Risk Değerlendirmesi: Zulüm riskini değerlendirmek, karmaşık bir süreçtir ve devletlerin, her bir vakayı dikkatlice incelemesi gerekmektedir.
- Kanıt Yetersizliği: Başvuranların, zulüm riski altında olduklarını kanıtlamaları zor olabilir.
- Siyasi Baskılar: Devletler, siyasi baskılar nedeniyle, geri gönderme yasağını ihlal etme eğiliminde olabilirler.
- Göç Yönetimi: Artan göç akınları, devletlerin göç yönetimini zorlaştırmakta ve geri gönderme yasağının uygulanmasını etkileyebilmektedir.
Sonuç
Geri gönderme yasağı, uluslararası hukuk ve insan hakları hukukunun temel bir ilkesidir. Bu ilke, bireyleri zulümden korumayı amaçlar ve devletlere, bu konuda önemli yükümlülükler yükler. Uygulamadaki zorluklara rağmen, geri gönderme yasağı, insan onurunu ve temel hakları koruma amacına hizmet etmeye devam etmektedir. Bu ilkenin korunması ve güçlendirilmesi, uluslararası toplumun ortak sorumluluğundadır.